Rüzgarla Sürüklenenler

Ağır bir sessizlik var.Uzak bir yerlerde belli belirsiz ışık kıpırtıları,sanki göz kırpar gibi öylece duruyorlar.Havayı ciğerlerimin en derinine çekmek için derin bir nefes almaya çalışırken,sert bir rüzgar yüzüme çarpıyor.Bilgisayar başında durmaktan biraz terlemiş olan yüzümü ürpertiyor.

Rüzgardan yüzüme düşen saçları toparlamaya çalışırken bir yandan da etrafa bakıyorum.Balkondan biraz aşağı eğilip mahalleyi tam olarak görmeye çalışıyorum.İleride bir sokak lambasını farkediyorum.Beyaz ama sönük ışığıyla mahallede hayat olduğunu anlatmaya çalışır gibi bu saatte benimle bir uyanık kalmaya çalışıyor belki de.Karşı apartmanda bir evin ışığı yanıyor ve benimle beraber uyanık birilerinin olduğunu görüp seviniyorum.

Gökyüzünü unutmamak lazım böyle bir günde.Eski evde yıldızları göremezdim.Etraf fazla aydınlıktı.Yıldızlar o aydınlıkta sönük kalıyordu.Burayı seviyorum.Yıldızlara bakarken bir hareketlilik dikkatimi dağıtıyor.Malum yaz sıcakları...Kapı,pencere kapalıyken uyumak mümkün değil.Pencereleri,evimizi,hayatımızı dış dünyadan saklayan perdelerin kıpırtısı...Meğer bu hareketlilik onlardan kaynaklanıyormuş.Rüzgar onları da almış götürmüş ardına.Sadece perdeler değil,sokakta rüzgara eşlik eden kağıt parçaları ve birkaç çöp parçası da var.

Uykum vardı halbuki.Balkona çıkınca,rüzgar onu da aldı götürdü.Sonra beni bilgisayar başına,bu yazıyı yazmaya itekledi.

Bu rüzgar, ne çok şeyi beraberinde götürüyormuş meğer...(04:07)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Falda Shrek Çıkınca

Veritabanı Vize 1. Sorusu ve Cevabı

Türkçe Twitter