Kayıtlar

Mart, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Siyah ve Beyaz Taşların Dansı

Resim
Yerel mühendislik yarışmasındaki oyun tasarlama konusundan olsa gerek , oyunlara merak saldım şu 2 günde.:)Arkadaşlarımın çok bahsettiği bir oyun vardı.İsmi GO.Sanat, bilim ve bilgeliğin kesiştiği oyun.İnsanın başına ne gelirse meraktan gelir derler ya kesinlikle doğru.Vize haftası bu kadar yakınken nerden buldum bu oyunu.Oyun fena sardı beni:D Kendimi oynamaktan alıkoyamıyorum:D Neyse ben oyundan bahsedeyim biraz belki bu yazıyı okuyanları da sarar.:) Go 19 yatay, 19 dikey çizgili kare şeklinde bir tahta üzerinde ince kenarlı mercek şeklindeki siyah ve beyaz taşlarla oynanan iki kişilik bir oyundur. Oyundaki amaç kendi taşlarınızla rakipten daha geniş alanlar oluşturmak. Bunu yaparken tabi rakibiniz de aynı amaçla alanlar oluşturmaya başlayacak, ve oyunun ortalarınıa doğru birbirinizi de yavaştan yavaştan çevirmeye başladığınızı anlayacaksınız.Çevrelenen taşlar esir düşmüş olacak:), ölüm-kalım mücadeleleriyle, çarpışmalarla dolu bir oyuna başlamış olacaksınız.Koreliler bu

"Seferoğulları" Yeşil Vadiyi Ele Geçiremedi!

Hayatımın ilk mühendislik yarışmasına katıldım 27 Mart Cumartesi günü.(Barış sayesinde:))Grubumuzun adı Seferoğulları:) Seferoğulları :Barış,Erdem,Muhammed ve ben. Amacımız "Yeşil Vadi Bizimdir":)) Yarışma günü geldi çattı.Herşey çok iyi çok güzel başladı.Kuralların anlatılması için erken gelmemiz söylendi ama o da ne elektrikler yok.Bu konu hakkında organizasyonu düzenleyenlere lafım yok tabi ki.Tamamen bizim üniversitemizin güzelliği..!Uluslararası bir yarışmaya ev sahipliği yapıyorsun ve elektrikler yok.:)Tamam elektrikler yok jeneratörde mi yok be kardeşim.Bizde salon yerine, Tekstil Mühendsiliğinin orman kıvamındaki bahçesine yayıldık. Yarışma kuralları ve yapacaklarımız açıklandı.Buraya dikkat çekiyorum hatta koyu koyu yazıyorum: "Mühendislik için yaratıcı,akılcı,geniş bir kitleye hitab eden bir board oyunu tasarlayın" .Bu konudan yola çıkarak bizleri yabancı dillerin bir sınıfına kapattılar:)Oyunu tasarladık(Silikon Vadisi),sunumumuzu son dakikada yetişti

Fotoğraf Meraklılarına

Resim
Bugün süper bir site keşfettim.Tam da aradığım buydu.Fotoğraf çekmeyi sevdiğim gibi güzel ve kaliteli çekilmiş fotoğraflara bakmayı da çok severim.Sitenin ismi http://www.galeja.lv/ Bu siteye bir arkadaşım sayesinde ulaştım diyebilirim.Facebook fotoğraflarına bakarken sitenin ismini gördüm.Bi gireyim bakayım neler varmış dedim.Kişisel bir site.Letonyalı Anna Galejeva tarafından oluşturulmuş.Dünyanın neredeyse her yerini gezmiş.Benim memleketim olan Akhisar'a bile gitmiş:D Akhisar'ın linki de: burada :)

Şeyda Yollarda

Resim
Dün gerçekten ayaklarıma kara değil kapkara sular indi.Ehliyet almaya karar verdim.(Tuba'nın Büyük Destekleriyle)Ne çok belge istiyorlar arkadaş.Biz de son güne kalınca apar topar halletmeye çalıştık işlemleri.Adliyenin karmakarışık yollarında koşarken bulduk kendimizi en son:)Neyse ki bütün belgeleri sağ salim toparladık ve kaydımızı yaptırdık:)Dersler Pazartesi başlayacak , okulda da vizeler yaklaşıyor.Ama hiç birine çalışasım da yok:) Havalardan mıdır bilmem , masa başına oturduğum an afakanlar basıyor...Ben de hemen bilgisayarı açıp dolaşmaya başlıyorum internette.Öyle saçma sapan işlerle uğraşıyorum ki bu karikatür aynı beni anlatmış:D Bu yüzden sınavlar gözümde büyüdü de büyüdü.Vizeler bitince hemen ehliyet sınavı da var.Çalışacak zaman az ama içimde çalışma şevki de yok.Umarım bir an önce karikatürdeki halimden kurtulurum.Yoksa bu sınavlar bitmez...

16 Mart Yaklaşırken...

Resim
16 Mart yine geldi çattı.Anadolu Öğretmen Liselerinin kuruluş yıl dönümünün kutlandığı gün.Lisedeyken apayrı bir güzellikte geçerdi 16 Mart'a hazırlık.Şubat'ın son haftasından itibaren başlardı hazırlıklar.Aslında her sene başında toplantı yapılırdı.Bu sene hazırlıklara erken başlayalım,daha güzel hazırlanalım:D Ama sadece lafta kalan birşey oldu.ÖSS,okul sınavlar,dersane ve biraz da rahatlık(amann daha zaman var hallederiz şeklindeki tavrımız) sebepleriyle hep son haftaya kaldık.Son hafta müdüre bir dilekçe yazar,16 Mart çalışması sebebiyle derslere giremeyeceğimizi bildirir,sözde! çalışırdık.Yok da yazılmazdık.Ohh keyfe bak:D Tabi ki o keyif 14,15 Mart günlerinde strese dönüşürdü.Şarkılar yetişmezdi,akor problemleri yaşardık, ses sistemlerini ayarlamakta zorlanırdık.Prova üstüne prova...Hadi bir şarkı daha ekleyelim derken ,şarkı arama çalışmaları...Ama hayatımda yaşadığım güzel günlerdendi.Gerçekten özlüyorum.Üniversitede bulamadım bu güzellikleri.Kahkalarla geçen konser h

Bu Ülkede Atatürk Filmi Çekmek Yürek İster...

"Zülfü Livaneli’nin yazıp, yönettiği, müziklerini yaptığı Veda’nın yarattığı gürültüyü görünce, bu ülkede yıllardır neden gerçek bir Atatürk filmi yapılmadığını, daha doğrusu yapılamadığını daha iyi anladım. Çünkü bir yönetmenin bu işe kalkışması için her şeyden önce mangal gibi bir yüreğe sahip olması ve kendisi gibi çılgın bir yapımcı bulması gerekiyor! Son 3 haftadır gördük ki; bu ülkede: Herkes tarihçi... Herkes Atatürk uzmanı... Herkes tarih dedektifi... Herkes “geçmişte kalan ve doğruluğu asla kanıtlanamayan iddialar” konusunda inanılmaz bir bilgi (!) birikimine sahip... Bu kadar mı?Elbette hayır... İşin bir de “sinema” boyutu var... Eğer söz konusu olan bir “Atatürk” filmi ise: Herkes senarist... Herkes yönetmen... Herkes ışıkçı... Herkes görüntü yönetmeni... Herkes kostümcü, makyajcı, aksesuarcı... Herkes aktör, herkes aktris! Bana göre asıl kahraman, cadı kazanlarının fokur fokur kaynadığını bile bile bu filme yatırım yapan yapımcıdır! Zülfü Livaneli’nin

Sosyal Sorumluluk Projeleri

Üniversitemizde okutulmaya başlanan bir ders "Sosyal Sorumluluk Projesi".Açıkça söylemek gerekirse bu dersi ilk duyduğumda çok da sıcak bakamadım.Neler yapılabileceğinin farkına varamadığımdandır belki de.Fakat bugün anladım ki neler neler yapabiliyormuşuz.İşte üniversite öğrencisi budur dedim.Halkı dayanışmaya , yardımlaşmaya çağıran bir gençlik.Ellerinden geldiğince çevresine yardım eden gruplar... Bugün "Kan Bağışı Can Bağışı" grubunun günüydü.En son duyduğum kadarıyla kan bağışlayanlar 100 kişiyi geçmişti.Sınıfımızın bu konudaki duyarlılığı gerçekten takdire değer.Tabiki ben de kanımı bağışladım.(Tuba'nın büyük destekleriyle:D)Kolumda hala bir ağrı var,başım da biraz dönüyor ama içimde de acayip bir huzur var.Darısı kanını daha bağışlamayanların başına...

Aloo Sesim Geliyor Mu?

Resim
Cep telefonlarında yeni teknoloji...3G - 4G derken şimdi de yeni bir gelişme var.Yeni geliştirilen mobil donanım ,çok kısık sesle bile konuşsınız , yüz hareketlerinizi sözcüklere dönüştürüp karşınızdakine iletiyor.Daha yapım aşamasında olan bir çalışma ama güzel birşey.Sokakta,metroda,postanede,hastanede her yerde bağıra bağıra telefonla konuşan insanlardan kurtuluyoruz demektir.Gerçi buna daha uzun yıllar var ama olsun.Bu konuda gelişme oması da güzel.Bu projeyi geliştiren kişi aynen şöyle demiş:D “Bir keresinde banliyö treninde yanımda oturan kadın, tüm yol boyunca durmadan cep telefonuyla konuştu. Dayanılmaz bir şeydi. Buna bir son vermek gerektiğini hissettim” diye konuşan Schultz(Alman Bilim Adamı), ‘sessiz iletişim’in zamanı geldiğini vurguladı. Schultz, cihazın çalışması için aslında kişinin ses bile çıkamasına gerek olmadığını söylemiş. Dolayısıyla cihazı hastalık yüzünden sesini yitirenler de kullanabiliyor. Yazılım ve donanım geliştirme çalışmaları süren cihazın ileride ç

Bir Kadının Feryadı

Bugün radyo dinlerken rastladım bu şarkıya.Nakaratını televizyonda duymuştum ama bütün olarak hiç dinlememiştim.Sözleri çok acayip.Bu şarkıyı kadının biri kocasına yazmış.Bunu bilip de dinleyince daha bir komik oluyor:)) Adamcağıza mı yazık desem , karısına mı bilemedim:D Bu ara uzun bir projeyle uğraşıyorum.Bu şarkı iyi geldi stres attım.Belki size de faydası olur.En beğendiklerimi daha bir koyu ve büyük yazdım.:)) Incinsen de sözün düzünü diycigem Acayip hayvanlara benziyirsen Men senin bu emellerine nece dözüm Men ne diyim daha sene yoktur sözüm Sirf sifatindan su içmeyir gözüm Cinlere seytanlara benziyirsen Acayip hayvanlara benziyirsen A bu ne kafiyedir açip gelmisen Gözlerin gene od saçip gelmisen Sanki cehennemden kaçip gelmisen Devlere hortlaklara benziyirsen Acayip hayvanlara benziyirsen Senin basin bedende iskencedir Kenardan bakanlara eglencedir Boynun büyükse bedenin incedir Armudu isyanlara benziyirsen Acayip hayvanlara benziyirsen Günde bir okka bir is göremirse