Dursun Zaman

Daha fazlası için buraya buyrun.=)

Evet 8 gün sonunda internete bağlanabildim.TTNet'in saçma sapan prosedürlerini bir türlü uygulayamadığı bir aşamadan geçtim.Tamamıyla sabır ve stres testi gibi bir şey oldu. Daha önce de yazmıştım.Ev taşıma işlerim vardı.Sonunda yeni evimdeyim.Taşınmaydı,yerleşmeydi derken internet nakil işlemini unutmadım tabiki.:D Arkadaşlarımın dediğine göre nakil işlemine başvurduğum gün ,o gün olmazsa ertesi gün mutlaka bağlıyorlarmış.Ben de umutlandım doğal olarak.İşlerimi çabucak bitirdim internete girebilmek için.Ama tam bir rezalet oldu.Haklarını yiyemem Türk Telekomcuların, pazartesi günü telefonu bağlamaya geldiler.Yeni yapılmış bir daireye taşındığımız için hatlarda bir problem varmış.Neyseki o gün halledildi hemen.Ertesi gün internet bağlanacak demelerine rağmen bekle,bekle,bekle...Ne gelen var ne giden.Eve tıkıldık kaldık.Günde 5 vakit TTNet'i aramak suretiyle yaşadığım işkenceleri anlatamam.Her aradığımda binlerce reklamı dinlemek(cırtlak sesli bir bayandan), her seferinde değiş...

Daha önceki yazılarda bahsetmişimdir.Annemle beraber İzmir'e bu sene taşındık.Biraz apar topar oldu.Bornova'yı da pek bilmediğimizden o an için fiyatta uygun gördüğümüz aslında bize pek de uygun olmayan bir eve taşındık.Her sene olağan kira artışı ile de yüz yüze kalınca ev arayışlarımız başladı.Bu hafta hep böyle geçti.Akraba,eş,dost haberdar edildi.Ne de olsa Bornova büyük yer.Bizim göremediğimizi görebilirler.Biz de boş durmadık tabi.Sabah-akşam demedik aradık.(Hala da arıyoruz)Sonuçları buraya yazmaya karar verdim.Belki birilerinin işine yarar.Yeni öğrenciler de gelecek,yardımcı olmak lazım.:) Öncelikle sahibinden kiralık bulmak çok önemli.Sahibinden bulursanız bir kira parası cebinize kalır.Emlakçılara bu yüzden çok gıcık oluyorum.Bunu birkaç yerde daha söyledim,beni sözleriyle taşa tutsalar da fikrimde bir değişiklik yok.Daha makul fiyatlarla iş görseler tamam da...Neyse sahibinden bulmak önemli.Bunun için de tabana kuvvet dolaşmanız lazım. Eğer ki buraları bilmiyorum ...

Öğretmen öğrencilerine sormuş; "Bilgisayar erkek mi dişi mi sizce?" Kız öğrenciler :Bilgisayar erkektir. Çünkü bilgisayarlar aslında sorunları çözmek için yaratılmalarına rağmen ömürlerinin dörtte üçünü sorun yaratarak geçirirler. Daha da önemlisi bunlardan bir tane aldığınız an, biraz daha sabretmiş olsaydınız çok daha gelişmiş bir modeline sahip olabileceğinizi görüp pişman olursunuz.. Erkekler Diyor Ki : Bilgisayar dişidir. Çünkü onun mantığını yaratıcısından başka kimsenin anlaması mümkün değildir.Yaptığınız en ufak hatayı bile hafızasına kaydedip tekrar tekrar önünüze koyar. Ve bir bilgisayar aldıktan sonra fark edersiniz ki,asıl parayı ona gereken aksesuarlar için harcamak zorundasınız. Asıl kaynağını bilmiyorum.Maille gelmiş bir yazıdır.:D

İşte geldim burdayım.:D Çarşamba günü öğleden sonra gittim,bugün de geldim.Apar topar bilgisayar başına geçtim.Ne yalan söyliyeyim,gözümde tüttü valla,özlemişim.=) Yorucu ama bir o kadar da güzel bir Akhisar anısı oldu benim için.Akrabalar,komşular,lise arkadaşlarım...Sohbet,gırgır,şamata.:D Ve bir o kadar da uykusuzluk. 2 günlük tatilde yaklaşık 29 kişiyle görüştüm.Hayatımda bir ilki gerçekleştirmiş oldum böylece ve acayip keyif aldım.Normalde komşuları ve akrabaları ziyaret benim için pek de zevkli işler değildi.Yaşımın kemale ermesinden midir,yaklaşık 1 yıldır beni görmüyor olmalarından mıdır nedir bilemiyorum acayip muhabbetler döndü.:D Arkadaşlarımla buluştuğum kısımda apayrı güzeldi.Lise yıllarına hayat katan arkadaşlıklar.Yine eski günlerdeki gibi muhabbet ettik.Dedikodu yaptık.Ne olacak bu halimiz deyip deyip güldük.:D Özlemişiz yahu birbirimizi.Arka sıra dörtlüsüyüz biz.:D  İzmir'den Akhisar'a trenle gittik.Gidişte şahaneydi.Koltuklar çok genişti.Bağdaş kurup otu...

Evet gidiyorum ama bir süreliğine.Belki 1 hafta, belki de birazcık daha fazla.Yıllardır yaşadığım,doğup büyüdüğüm Akhisar'a tatile gidiyorum.Geçen sene söyleseler gülerdim buna.:D Akhisar'a tatile gitmek.Pek tatil havasında olacağını sanmasam da değişiklik güzel olacak diye düşünüyorum.Akraba,eş,dost ziyaretleri...Bakalım beni uzun süredir görmeyenler neler diyecekler.Değişmiş miyim ya da ne bileyim bu tarz şeyler işte.=) Bu demek oluyor ki bir süre internette olamayacağım.Otomatik olarak yayımlanacak birkaç yazı koydum, yokluğumu hissedilmesin diye.(:Ancak yorumlara cevap veremeyeceğim.Geldikten sonra uzun uzun cevaplarım hespini.:DŞimdilik benden bu kadar. Yeni maceralarla,yeni yazılarla dönerim umarım.Hoşçakalın,mutlu kalın.:D

Böyle şeyler ancak filmlerde olur diye düşünsem de izlemesi keyifli.:)

İnternete Bağlanabilen Şemsiye Şu Japonlar çok garip insanlar.Ne ilginçlik varsa onlardan çıkıyor.Yuh artık dediğim bir icatları var.Fotoğraftan da gördüğümüz gibi şemsiye ile internete bağlanabiliyorlar.Bir sürü teknoloji gelişti.3G,4G,ipad,iphone...Ne gerek var diye düşünsem de adamlar yapmış.Şöyle anlatmışlar ürünlerini:Yağmurlu bir havada yürüyorsunuz.Yanınızda şemsiyenizden başka bir şey yok.Wireless sistemi ile internete bağlanın.Videoları şemsiyenizden izleyin.:D Yalnız izlerken bir yere oturmanızı tavsiye ederim.Hem yürü hem izle olmaz o iş.:D Kaybolmayan Anahtarlık Bu icadı sevdim.Farzedelim ki deniz kenarında oturmuşsun,martıları izlerken dalıp gitmişsin.Anahtarlığın da elinde.Bir şey oldu ve anahtarlık denizin derinliklerine doğru gidiyor.Ama üzülmeyin artık.Bu icat sayesinde anahtarlığınıza elveda demeyeceksiniz.:D Anahtarlığın, içerisinde gizli olan, 47 santim uzunluğunda, şişen, parlak turuncu renkli, bir tüp sayesinde suya düştüğünde su yüzeyinde kalmayı becerebiliy...

Bilgisayarda düzenlemeler yaparken bulduğum,çok eskilerden bir resim.Blogda paylaşmadan olmaz dedim.:D

"Sanal Sevgiliyle Gerçek Tatil" başlığında okuduğum bir yazıydı.Bu da nesi dedim ve araştırdım.=)Yine Japonlardan çıkma garip bir oyun ile karşı karşıyayız.Chip Online'da verilen habere göre oyun şöyleymiş: Love Plus isimli Nintendo DS oyunu bir aşk simülasyonu. Oyuncuların diyaloglar ile sanal kız arkadaşları ile ilişki yaşadıkları oyun, Japonya'da çok popüler olmuş. Oyuna 3 kızdan birisini seçerek başlanıyormuş.Oyun 2 kısımdan oluşuyormuş.İlk kısımda seçilen kız ile ilişki güçlendiriliyormuş.Kız sizden etkilenip aşık olursa da oyunun 2. kısmı başlıyormuş.Oyunda bir son yokmuş.(Hiç şaşırmadım):D Doğum günleri ,özel günler vs. takvime işleniyormuş.Zaman geldiğinde de kutlamalar yapılıyormuş. Oyun baştan sona seslendirmeliymiş.Siz onunla o da sizinle konuşabilecekmiş. Sizi tanıdıkça kişiliği,kıyafetleri,hareketleri ve tarzında değişmeler olacakmış. Bana göre en ilginç olay da oyunda onu göremiyorsanız,email ya da telefon yoluyla ulaşıyormuşsunuz.Cevap veremedi...

Günümüz teknolojisini 'Bir varmış bir yokmuş...Evvel zaman içinde harddiskler 2 GB iken,disketler 1.5 MB iken,wireless daha ortada yok iken...' diyerek anlatacaklar ilerde .Bakalım teknoloji, insanları ne hale getirmiş daha doğrusu getirecek?=)

Twitter'da Chip Online'ı takip etmeye başladım.İyi ki de başlamışım.=)Bugünden itibaren her gün, 1 tane ücretli yazılımı ücretsiz olarak vereceklermiş.Giveaway ve Chip ortaklığı sonucunda ,bedavaya verilecek yazılımın sahibi firmaya göre 24 saat içinde programı indirirseniz hiçbir kısıtlama yok.En bedavasından bilgisayarınıza kurabilirsiniz diyorlar.:D Bugün, 19.95 USD değerindeki Magic Score Note programını veriyorlar.Yaklaşık 21 saati kaldı.Bu program,müzikle uğraşanlar içinmiş.Müzikleri ve notaları yazmak için kullanılıyormuş.Ben de ne zamandır arıyordum böyle bir program.İndirdim ama kurmadım henüz.Umarık güzeldir.=) Arada bir Chip Online sitesine bakmak lazım,işe yarar programlar çıkabilir.:D Linki de burada.

Diyor ki "  Büyük sorulara cevap veremeyen birisiyimdir.Mesela 'Hayatımın en büyük hatası ne?' ya da 'Vazgeçemeyeceğim 5 şey sayabilir miyim?'Daha sonra da düşünüp "  Ben ki ne sorulara cevap vermiş insanım,bunlara mı cevap veremeyeceğim.Gerçi verdiğim cevaplar şıklar arasından seçmeceydi.Bu sorulara da şık verseler iyi olurdu."  cümlesiyle kalıyor başbaşa. Kendi kendime sordum.Ben de cevap veremiyorum.Cevapsız kalıyor sorular.Kendince sorular belirlemiş.İlerde birgün olur ya ,birileri sorarsa hazırlıksız yakalanmamak için cevaplarını bulmaya çalışmış.İş görüşmelerinde ya da benzer yerlerde saçma sapan sorularla karşılaşıldığını düşünürsek,cevapsız kalmamak için güzel bir yöntem.Ben de cevaplamaya çalışayım kendimce.:D Hangi doğal yeteneğe sahip olmak istersiniz? -Düşünce okuma.=) Kendiniz olmasaydınız kim olmak isterdiniz? -Okan Bayülgen.Neden bilmiyorum.=) Nerede yaşamak isterdiniz? -Masmavi denize sıfır bir evde yaşamak isterdim.Han böyle masaüstü r...

Bir video buldum bugün.Konu klasik kadın-erkek karşılaştırması.Güzel ve eğlenceli geldi.Paylaşmassam olmaz dedim.=)Özellikle kadın ve erkeğin konuşmalarının karşılaştırması çok güzeldi.İyi seyirler...

Evet ben de onlardan biriyim.Lunaparkı çok seviyorum.Daha doğrusu adrenalini tavan yaptırtacak işleri seviyorum sanırım.:D Motora binmek hayallerim arasındadır.Hız yapmak...(Kapalı alanda tabiki.)Bungee Jumping meraklısıyım mesela ama yapmadım.=)( Aklımı kaçırdığımı düşünmüyorum henüz.) Lunaparkta başımın ters geldiği oyuncakları pek tercih etmiyorum son yıllarda.Artık yaşım kemale erdiğinden midir nedir,daha sakin,daha insansı, daha huzurlu(!) şeyleri tercih ediyorum.Bindiğim oyuncaklar bazılarına göre "  Buna binmek cesaret ister."   dedirtese de deli cesaretimle onlara biniyorum.=) Benden daha cesaretli insanlar var.Onların yaptığını pek aklım almasa da saygı duyuyorum ve fotoğraflarını paylaşmaktan gurur duyuyorum.  Mide doluyken dikkat etmek lazım.=)Midede durduğu gibi durmuyor, fotoğraftaki cisim.:D Korkudan inme inmiş arkadaki adama.Ağzıyla burnu yer değiştirmiş biraz.=) Ya da hafiften üşütmüş de olabilir.:D O çocuğun orda ne işi var. Fırsattan istifade...

Bloga yazdığım 100. yazı.Diğerlerinden çok da farklı olmayacak sanırım.Yazıya başlar başlamaz bunu hissettim.:D  Belki biraz daha benden bir şeyler olabilir,biraz dağınık ,biraz uzun...Aslında hiçbir fikrim yok.Hiçbir şey tasarlamadım aklımda.Tamamen doğaçlama gelişecek.Konusu bile belli değil şuan.Bakalım neler çıkacak.=) Bilgisayarda kayıtlı şarkılardan bir liste yaptım.Rasgele gelen şarkıya göre ruhum beni nereye götürürse onu yazmayı planlıyorum şu anda. Ve George Michael'dan Careless Whisper çalmaya başlıyor.Hayatın çok garip olduğunu düşünmeye başlıyorum hemen.En klasik düşüncemdir benim.Yarının neler getireceğini asla tahmin edemiyorum.Etmek de istemiyorum açıkçası.Hayatı hep sürpizlerle yaşadım bugüne kadar.Her doğan günde,yeni ve bambaşka maceralarla ,insanlarla karşılaştım.Çok mutluyken ,tek bir cümleyle yıkıldım.Karanlıklar içine gömülmüşken,aniden çıkıverdim aydınlığa.İzmir'e taşınmamız geliyor mesela aklıma.Bu noktada şarkı değişiyor ve konu da değişiyor tabi.=...