Kayıtlar

Eski Blogger -> Yeni Youtuber

Resim
Herkese kucak dolusu sevgiler. Evet artık yazmıyorum. Uzun zaman oldu yazmayalı. Buralardan uzak olduğum dönemlerde bile aklımın hep bir köşesinde yazmak vardı. Ama sonraları bir şey farkettim. Artık yazılar değerini kaybediyor. Okunmuyor, boynu bükük kalıyor. Ama ben yine de paylaşmak istiyorum. Her geçen gün bir şeyler öğreniyorum, keşfediyorum ve bunları paylaşmak istiyorum. Instagram ile başladım paylaşımlarıma. Gittiğim yerleri göstermeye çalıştım. Bakın burada böyle bir şey var diye anlatmaya çalıştım. Ama Instagram o kadar kısıtlı ki. Adamlar link paylaşmanıza izin vermiyor. Birkaç olasılık var onlar da benim işime gelmedi. Başka çareler aradım. Facebook'ta fotoğraf albümleri paylaştım, tabi paylaşıma kendi yorumlarımı da ekleyerek. Orada da fotoğrafların beğeni almasından öteye gidemedim. Yeni deneyim de Yotube ile olacak. Burada biraz daha özgürlük alanım var. Video çekiyorum, kafama göre düzenliyorum, istersem konuşmalarımı da ekliyorum. Bakalım blog yazmak yerine b

Dogu Karadeniz - 1. Gün (Trabzon - Akçaabat - Atatürk Köşkü - Altındere Milli Parkı - Sümela Manastırı- Ayasofya Müzesi)

Resim
Karagöl İş yerinden Türkiye'ye ailemi ziyarete gitmek için 2 haftalık izin aldım. Fırsat bu fırsat deyip bu tatil için annemle bir 4 günlük bir Doğu Karadeniz & Batum turu ayarladık. Her yazıda gezinin bir gününü anlatmayı planlıyorum. Turu tatilsepeti.com'dan satın aldım. Daha önce Etstur'dan otel ve tur almıştık ama tarih uygunluğu sebebiyle bu sefer Tatilsepetini denedik. 6 Temmuz Perşembe günü saat 11:30 civarlarında Trabzon Havalimanı'na vardık. Tur rehberimiz bizleri kapıda karşıladı. Herkes tur otobüsüne bindikten sonra Akçaabat'a doğru yol almaya başladık. Akçaabat'a gitme sebebimiz tabiki boğaz. Buralara kadar gelmişken Akçaabat köftesini de tatmayalım mı? Nihat Usta diye bir restorana gittik. Bir Akhisarlı olarak her köfteyi kolay kolay beğenmem. Benim için bir ilginçliği yoktu köftenin. Bildiğin köfteydi ama yine de siz deneyin. Belki sizin damak tadınıza farklı hitap eder bu köfte. Köfte dışında piyaz, baklava ve laz böreğ

Berlin'de Geçen 1 Yıl

Resim
29 Kasım itibariyle Berlin’deki ilk yılımızı doldurduk. Bu bir yıl içinde edindiğimiz deneyimleri paylaşmak icin böyle bir yazı yazmak istedim. Bu dönem içinde pek çok arkadaşım “Nasıl iş bulurum da Almanya’ya taşınırım?”, “Orada hayat nasıl?”,, “Memnun musunuz?”. “Orada işler nasıl işliyor?”, “Almanlar hakikaten soğuk insanlar mı?”, “Almanca bilmek gerekiyor mu?”, “Türklere davranış nasıl?” gibi sorularla geldiler. Elimden geldiğince her birine cevap vermeye de çalışacağım. Şu anda 26 yaşındayım. 25 yılı Türkiye’de, 1 yılı Almanya’da (Berlin) geçti. Çalışma hayatı olarak da 4 yıl İzmir’de, 1 yıl da Berlin’de tecrübem var. Bu bilgiler ışığında hem günlük hayatı hem de iş hayatını karşılaştıracağım. 1- Sokağa çıktığınızda her ülkeden insan ile karşılaşmaya hazırlıklı olun. Berlin’de en çok sevdiğim şeylerden birisidir. Sokağa çıktığınızda bir Mısırlı size yol sorabilir. Japon, Çinli, Amerikalı, İtalyan, Fransız, Avusturalyalı, Kanadalı ve tabiki bol miktarda Türk… Her mille

Hayaller mi kursam

Resim
Bazen hayal kurmak da zora sokar insani. Yapmak isteyip yapamadiklarimiz, olmak istediklerimiz ama olamadiklarimiz, yasamak istediklerimiz ama yasayamadiklarimiz gün yüzüne cikiverir aniden.

Insanlik icin ufak benim icin buyuk degisiklikler

Yillardir yazmadim, bugun aniden yazasim geldi. Oncelikle Turkce karakterlerin olmayisi icin ozur dilerim. Klavyemi Turkce'ye ayarladim ancak bazi harflerin yerini hatirlayamiyorum. Ben de maalesef ki boyle garip garip yaziyorum. Berlin'e tasinali 6 ay olacak neredeyse. Buradaki yeni isime baslayali da 4 ay olmak uzere. Yeni ulke, yeni kultur, yeni insanlar, yeni yasam... Her sey yeni, alisma surecini belki gectik ama her gun sasiracak bir seyler cikiyor. Misal, ayakkabi meselesi. Bizim sirkette bircok kisi ayakkabilari cikararak calisiyor. Ilk gordugumde de sasirdim, hala da sasiriyorum. Cunku yaz gelince coraplar da cikmaya basladi. Butun gun ayakkabi ile oturmak yerine bence guzel bir fikir. Yavas yavas ben de uygulamaya basladim. Oh ferah ferah. :D Bugun cuma, "Happy Friday". Herkese iyi haftasonlari!

Mutlu Yıllar

Resim
2011 bitimine saatler kala aylardır yazmadığım bloga bir yazı yazayım dedim. Bu bahaneyle de herkesin yeni yılını kutlayayım.(Bknz:Mini çakal) :D Herkese güzel, mutlu, sağlıklı, şahane bir yıl dilerim. Her şey hepimizin gönlünce olsun. Ha bi de büyük ikramiye bu yıl bizim biletimize çıksın. :D

Quick Sort Dansı

Resim
Algoritma Analizi diye bir dersim var bu sene. Gayet önemli bir ders ama son sınıfta olmamalıydı diye her gün söyleniyorum. Her neyse konumuz bu değil.:D Dersin vizesine çalışırken Quick Sort'un çalışma mantığını öğrenmek gerekti. Kitaptaki algoritmanın çok da anlaşılır olduğunu söyleyemem. Ben java appletleriye öğrenmeye çalışırken şu video ile karşılaştım. Quick Sort'a gönül verenlere gelsin. :D Videodan haberdar olmamı sağlayan Turgay'a teşekkürü bir borç bilirim. :D